26.03.2008 Memo 4 yaşında!!!!


Vay canına!

4 yıl önce Antalya'da 3,4 kg doğan kara bebek büyüdü de 4 yaşına girdi ha!?
Memo'nun doğum gününü pazar günü Antalya'da kutladık. Benim Antalya'daki en iyi arkadaşlarım (Ayfer, Nurgül, Yasemin&Bayram) teyzemler, kuzen Levent, tatlı nişanlısı Esin, abim ve assolistimiz Erman'ın oldugu küçük bir kutlama yaptık.

Bir sürü güzel hediyeden sadece bir topacın başında kıyamet koptu iyi mi..
Çok mutlu, neşeli, bol arkadaşlı, seyahatlerle dolu, sporla iç içe bir ömür diliyorum oğluma..

18 Ocak 2008 Çat Kapı Timi Kamile'de..

Günlerden cuma, 18 Ocak 2008. Çat Kapı Timi öğleden sonranın ayazında kurbanını seçmişti : Kamile.

Tim her türlü hazırlığını yaptı, silahlarını, çocuklarını, ses kayıt cihazını aldı ve kar buz ayaz dinlemeden yola koyuldu. Bahçeli’den hedefe doğru atak yaptıklarında saat 19:00'du. 2,5 saat sonra mola vermek istediler. Fakat Ankara-Eryaman arasında hiç konaklama tesisi yoktu! Tüm konaklama tesisleri Afyon'da yapılmak zorunda mıydı bu memlekette? Gereken notlar alindi, ulaştırma bakanıyla görüşüldü ve memleketin bir sorunu daha çözüldü!!!

Gerede'yi geçip de sağa sapınca tak! Kamileler’in evi göründü. Kapının zili 28 kere çaldıktan, 32 kere yumruklandıktan sonra 10 kaplan gücündeki Safiyet meşhur uçan tekmesini tam atacakken.. kapı açıldı ve Kamile esneyerek : "Aaa siz miydiniz, uyuyakalmışım da duymamışım" yalanıyla bizi karşıladı. İlk karsılaşma hiç de misafirperver değildi fakat Tim alışıktı bu tür durumlara. Salondaki boş ve acınası masayla göz göze geldi önce Tim. Biraz sonra masanın dolacağı ümidiyle beklemeye başladı. 1,5 saat sonra evin direği elinde poşetlerle geldi. Tim anında poşetlere saldırdı ümitle.. Birinci poşet ekmekle doluydu. İkinci poşet de ekmekle doluydu. Üçüncü poşette ekmeğin yanında deterjan ve tuvalet kağıdı vardı. Kamile bizden 1 saat önce eve gelmiş ve sadece ortalığı toplamıştı anlaşılan. Efe'nin kıymetli ve pahalı oyuncaklarını dolaba saklamış.. Ortalıktaki döküntüyü de halının altına iteklemiş. Halı bu yüzden o kadar engebeliydi ki çocuklar kaydırak gibi kullanmak zorunda kaldılar!!!

Neyse 3,5 saat sonra yemeğe oturduk. Çorba içtik bol ekmekle. Masanın üstünde, mutfak tezgahının üstünde, büfede her yerde bol ekmek vardı, allah için! Çorbadan sonra bulgur pilavı yedik, bulgur pilavına ekmek banmak çok enteresan bi deneyimdi! Tamam Fikret şinitzel almış, kızarttılar. Ancak büyük parçaları ev sahipleri Fikret, Kamile ve Efe üçlüsü yedi, küçük parçaları biz.

Fakat Kamile gerçekten çok misafirperver bir insan, allah için! Bisküvi yer misiniz? Çerez yer misiniz? Meyve yer misiniz? Bu sorular her yarım saatte bir soruluyor ama sadece soruluyor, atraksiyon yok! Neyse meyve yer misiniz dediğinde yeriz dedik hep bir ağızdan! Koca meyve tabağından 1 portakal alıp soymaya başladı ve herkesin önüne zarifçe 2'ser dilim attı! Bu hamleden sonra süratle kalkıp Fikret'i bir çelmeyle ekarte edip meyve tabağına ulaştım. Bu arada Fikret toparlandı ve tekrar önüme geçti “ya meyveyi ya canını” dedi! Tabii ki meyveyi dedim ve tabağı Fikret'in kafasının üstünden Nes'e attım ve meyve tabağı masaya ulaştı!
Kamile maşallah misafirperver olduğu kadar çok da enerjik! Tüm aksam boyunca sadece 2 kere sandalyesinden kalktı! Biri tuvalete gitmek için diğeri de bizi uğurlamak için!

Zaten saat 22:30'dan sonra her 10 dakkada bir kalkmamız için baskı yaptı!!! Misal çay koymak için yerinden kalkan herhangi bir Tim elemanı hooop! kabanını sırtında buluyordu! Bu baskıya dayanamayan onurlu ve gururlu Tim gece saat yarımda aniden kalktı! Arabalarına doluşup guruldayan karınlarıyla şehrin yolunu tuttular.

16.01.2008 Çat KapıTimi Fevo'da..


16.01.2008 Soğuk bir kış günü, her taraf kar buz. Fakat bu olumsuz hava kosulları Safiyet ve Pelin'i yıldıramazdı, asla! Fevo'nun kapı zili acı acı caldiginda saat 19:30'du. Safiyet, Pelin ve tatlı yavrucakları kurt gibi acıkmışlardı. Eve hazır bir sofra hayaliyle girdiler. Fakat o da ne!? Fevo bulaşık yıkıyor, hem de kaplumbağa hızıyla. Hamarat Safiyet hemen kollari sivar ve girer mutfağa. Tavukları özel tarifiyle pişirmeye baslar. Ace'li Ayşe teyze hesabı Safiyet de soya sosuyla dolaştığı için soya soslu tavuk yapar. Bir yandan da makarna piser. Bu arada zaman hızla akıp gitmekte, açlıkla savaşmak giderek zorlaşmaktadır. Safiyet'e Fevo kızarmış tavuk budu Pelin'se kadın budu köfte şeklinde gözükmeye başlamıştır. Bu arada evsahibi Fevo salata neyin yapma yerine 12 dakika masa örtüsü arar. Masa örtüsü yerine gazete serme önerisi şiddetle reddedilir. Safiyet ve Pelin harıl harıl yemek hazırlarken Fevo'nun bu kez de 17 dakika baklavaları tabağa simetrik dizmek icin yoğun çaba sarfetmesi bardağı taşıran son damla olur! Pelin Fevo'ya atlar, tam boğazını sıkmak üzereyken kapıda beliren Gizem'in şaşkın bakışları Pelin'in ellerinin gevşemesine neden olur. Fevo aklını başına devşirir ve kıymalı makarna sosu hazırlamaya talip olur.

Saat 20:30. Soya soslu tavuk, makarna soslu kıyma (Fevo zenginliğini gözümüze sokmak icin o kadar cok kıyma kullanır ki makarnaları bulmak için Pelin çantasından Leonardini büyüteç cikarmak zorunda kalir), salata, baklava. Soya soslu tavuk şaşırtıcı biçimde muhteşem olmuştur, Fevo ve Pelin bir kez daha Safiyet'e hayran olurlar (yazar torpili). Saat 21:00 yemek faslı bitmiştir, her bir katılımcı 2'şer tabağı silip süpürmüştür. Herkesin gözlerinde toklugun o dayanılmaz mutluluğu vardır.

Saat 21:30 Fevo'nun biricik eşi kapıda belirir, sofrayı gorunce mutluluktan ağlamaya baslar. "En son bu evde 3,5 yıl önce yemek yenmişti" sözleri dökülür ağzından.

Saat 23:45 Safiyet ve Pelin kalkmaya karar verirler, bunun üzerine Fevo ve Halil birbirlerine sarılıp mutluluk gözyaşları dökmeye başlarlar..

Arkadaşlık güzel şey!

1 Subat 2008 akşamı Nes'de..


Cuma akşamı Çat Kapı Timi Nes'deydi. Safiyet, Pelin, Fevo ilaveten assolistimiz Füsun hanim. 10 dakkaya bir pis pis ruj surerek, pudralanarak asabimi bozdu, ben de kendimi yemeye verdim, n'aapim!? Ondan soora da cok yiyo diyonuz, yiyene degil yedirtene bak!

Gecenin bombasini hemen soyleyim ET yidik millet EEEEET!
Pinar hanim, oyle tortelliniyle havucla kabakla olmuyo bu isler!
Bakiniz Neslihan hanim 72 ay vadeli tuketici kredisi cekmis, gitmis almis kuzu etini, srank diye onumuze kodu! Once cikaramadik tabii kup kup siyah seyleri, birbirimize baktik n'ooluyo diye!?
Sonra ben en yigitleri olarak kendimi feda ettim, Memo'ya iyi bakin kizlar diyerek o siyah kucuk parcadan bi tane attim agzima! Anaaaaaa ET imis!
Birden bire cocuklugumdaki kurban bayramlari aklima geldi, butun hayatim bir film seridi gibi gecti gozumun onunden.. Jupiter'deki mutlu gunlerimiz, ucan dairemizle gittigimiz piknikler..
Sonra dunyanizdaki gunlerim, 2,5 yasinda okuma yazma ogrenmem, 3 yasinda bilgisayari icat etmem, sonra bir gece maskeli Amerikalilarin evimizi basışı, bilgisayar planlarimin calinmasi, bi zencinin "Planlari caldik Mr.Gates" deyisi.. 4 yasinda Harvard'da Fizik, Kimya, Elektrik-Elektronik bolumunu disardan bitirmem..

Neyse uzatmayalim, konumuza donelim..
Nes tuketici kredisinin yani sira Bodrum'da olmasindan yararlanarak annesinin koltuk takimini da satmis ve bize sahane bi sofra hazirlamis! E kolay degil, koca CKT!!! Yalniz Pelin bilindigi gibi sebze, yesillik, ot falan sevmeyen sorunlu bir arkadasimiz.. Nes de dayamis salatayi, dayamis yesilligi. En son yerelmasi yemeginde Pelin kisa sureli bi bilinc kaybi yasadi!

Pekii bu sahane yemekleri nassi yedik? Catal kasikla tabii, hemen atlamayin! Fakaaat, bu catal kasiklar nerden cikti? 43 numara ayakkabi kutusundan! Hafif bi koku vardi ama olsun, Nes masaya suslu pecetelerin ustune catal kasik ve mandal koymus, burunlarimiza mandal takinca koku felan bisii duymadik!!!

Ertesi sabah bulusmak uzere evlerimizin yolunu tuttuk..

15 Subat 2008 Pinar'da


Dün akşam.. Saat 17:29.. Gmail notifier'im her zamankinden farkli bi sekilde aceleyle yanip sonuyor.. Pinar'dan bir mail : Cheesecake yaptim, aksama geliyonuz mu? 30 saniye icinde cevap alamazsam davet iptal olur. Hayatimin en hizli en 10 parmak cevabini yazdim : Geliyoz!
Kalbim tock tock seklinde atıyo ya zamaninda gitmezse mailim diye.
29 saniyede gitti cevabim, ohhhhh!

Burcak'ın sergisi sonrasi Pelin, Mısra, ben ve yeni uyanmış Memo'yla birlikte uçarak Dikmen vadisine bakan ücra yerdeki çok katlı gecekonduya ulaştık.

Direk mutfağa daldık, granit tezgah uzerinde duran en büyük bıçağı aldım ve "Pınar, bırak kabağı havucu, evde et namına ne varsa çıkar yoksa Pelin'i bi daa goremezsin" dedim. Pınar "iyiii" diyerek dolaptan havuçları çıkarmaya devam etti. Bu sefer Pelin'i zorlukla yana savurup Arda'yı (2) rehin alarak "Et diyorum ulen et yiicez bu akşam bu evde" dedim en acımasız ses tonumla. Pınar hemen elindeki havuçları fırlatarak mutfak duvarinda asılı duran tabloyu hafifçe oynatti. Tablonun altindaki gizli bölmeyi şifreyle actı. Abariiiii! Gizli buzdolabında bilumum et, şarküteri ürünleri çakılı.. O an kafama dank etti! Misafirler icin buzdolabında zerzevat, evsahipleri icin gizli bölmedeki buzdolabinda envai çeşit et.
Hımm, düşündüğümden de akıllıymış bu Pınar dedim. Pınar elleri titreye titreye köfteleri kızartti, içli köfte çıkardı, kendi yaptığı pizza falan filan.. Biz Pelin'le direk köftelere saldırdık, 3 saniye icinde tüm köfteler toz duman!

Burdan sonra yazacaklarım korku ve şiddet icermektedir, lutfen çocuklarınızı uzaklaştırın!

Bi ara tuvalete girdim, ellerimi yikamak icin, zaten baska neden girilir tuvalete di mi!? Girer girmez dogal olarak kapiyi kilitledim. Dusakabinin icinde Mosi'yi (Pinar'in kedisi) gördüm, kibarca selamlastik ama kendisi aninda kapinin yanindaki lavabo tezgahina zipladi, disari cikacak! Ben de elimi kapiya uzattim, kilidi acacam Mosi de disari cikacak, buraya kadar sorun yok. Daha elimi kilide uzatir uzatmaz Mosi tum dislerini gostererek hırrrrr dedi ve bana dogru pence atti! Hemen elimi geri cektim. Biraz sonra yine uzattim gene hirrrladi ve pence atti. 5 kere falan tekrarlandi bu sahne, bu sirada ben Pinaaaarr diye feryat ediyorum ama Pinar mutfakta ve beni duymasina imkan yok. Ha bi de duysa ne olacak, kapi kilitli, Pinar kapinin disinda biz Mosi'yle icinde, ne yapabilir ki!?

Allahim, demek ki ecel beni Pinar'in banyosunda buldu dedim, tirmiklanarak ölmekmis sonum! Ama.. ama grup ne olacak dedim? Nasil yasayacaklar bensiz, ahhh!

Neyse bu arada Mosi'ye de diyorum ki sanki anlayacakmis gibi : "Ya Mosi, kapiyi acacam sen de cikacan, abartmayalim istersen"

En sonunda Mosi lavabonun altina indi, ben o saniyede kilidi actim ve kollarimda tirmik hissiyatiyla "Pinarrrrrrr, benim Mosi'yle ilgili kirli emellerim var" diye gurledim!

Ama Pinar o saniye agzima bir dilim cheesecake tikistirdi, cheesecake'den sonra ben aninda mayıştım "Su sizin Mosi, ne sevecen bi kedi di mi, ha ha ha" falan demeye basladim.

Şekilli delgeçlerin çocuk psikolojisi üzerindeki etkileri


Şekilli delgeçlerin faydaları :

1) Bu sekilli delgeclerle cocuklarimiz 30 saniye kadar sahane bir bicimde oyalanabiliyorlar, siz de bu 30 saniye icinde rahaatca kendinize zaman ayirabilir, hobilerinizi gerceklestirebilirsiniz. Ister sinemaya gidin, ister alisverise, onu da ben mi soyleyeyim!?

2) Bu 30 saniyenin sonunda cocugunuz sizi cagirir "Anneeeea, gel beraber yapalim" der, siz duymazliktan gelirsiniz, taa ki kafanizda patlayan buyuk sekilli delgece kadar.

3) Cocugunuzun kafaniza attigi sekilli delgecler sayesinde minik yavrunuzun sporla ilgili yeteneklerini rahatca anlayabilir ve bundan sonraki hayatini buna gore yonlendirebilirsiniz. Misal delgece elle vuruyorsa voleybol kursuna, ayakla vuruyorsa futbol kursuna, bacak arasindan gecirerek vuruyorsa basket kursuna gonderebilir, atis mesafesi cok uzaksa cirit, disk dersleri aldirabilirsiniz.

3) Sekilli delgecleri kurabiye yapiminda kullanabilir, mutfakta cocugunuzla bir seyler pisirmenin zevkine varabilirsiniz.

4) Sevgili yavrunuz marul yapraklarini sekilli delgecle delerek salata yapimina katkida bulunabilir, siz de salata yapimindan yirtabilirsiniz. Ayrica cocuk marul yemeye baslar, vitamin alir.

5) Masum yavrunuz sizi sinirlendirdiginde "O sekilli delgecle etini bi cimcirim gorursun" seklinde tehdit edersiniz. Sekilli delgeclerimiz cok minik ve sevimli oldugundan iz birakmayacak ve diger aile uyeleri sizi suclayamayacaktir.

Goruldugu gibi sekilli delgeclerin faydalari say say bitmez.

"Sekilli delgec giren eve psikolog girmez" ata sozuyle makaleme son veriyorum efenim.

En guzel delgecler sizin olsun.

03.03.2008 Bugun benim dogum gunum!


Dun siradan bir gun degildi!
Evet, tum kainat tarafindan bilindigi uzre benim dogum gunumdu.
Oglen tek dostum Aysegul tarafindan yemege goturulup tika basa doyurulduktan sonra iyice simardim, havaya girdim. Oglenki sahane yemegi dibine kadar suistimal edip saga sola mesaj cekip kah gaz vererek kah cemkirerek ortaligi iyice karistirdim. Kraliceler gibi ofiste oturuyor ve bekliyorum. Acaba aksama kimbilir nerde surpriz parti hazirliyorlar diye caktirmadan hayal kuruyorum:

Saat 18:00'de sirketin onunden limuzinle aliniyorum, sahane bir restorana goturuluyorum, restoran kapatilmis, butun duvarlar benim muhtesem(!) guzel resimlerimle suslenmis, kapida beni Robert Downey Jr. ile Daniel Day Lewis karsiliyo, ben girer girmez havai fisekler patliyo felan iste, siradan hayaller..

Hemen hemen gerceklesti diyebilirim bu yazdiklarim!!!!
Sirketten 17:30'da kosarak ciktim, Tansas'a, Soykan'a Migros'a ugrayip hizli bi sekilde alis veris yaptim, kosarak eve gittim, 10 gun onceden kalan bulasiklari yikadim, ortaligi toparladim, yorgunluktan ölmek uzereyken zil caldi.. Nes ve Fevo cocuklarini bagirta bagirta apartmani yika yika iceri daldilar. 5 dakika sonra Memo'nun tum oyuncak ve kitaplari zaptedilmisti!
Nes ben salata yapiim ama hepsini ben yaparsam olur, yarim yarim yapamam diye kapris yapiyo! Fevo ortaligi toplama numaralariyla geziniyo! Neyse allahtan Nilu geldi de mutfakta isler yoluna girdi.. Ben 1 paket makarna yeter dedim ama bi ara salona gidince Nilu yarim paket makarna daha haslamis.Daha sonra ana kralice Pelin ve ana prenses Misra tesrif etti elleri kollari paketlerle dolu.
Paketleri gorunce 30 saniye kadar yuzum guldu, hemen parcalarcasina zarif bi sekilde actim paketleri, allahtan mini firin almamislar, ohh! Bernardo'dan 7,5 milyara aldigim yemek takimimin yan sanayiisini, yedek parcalarini almislar, sevinmis gibi yaptim..
Soya soslu makarna ve salata yapip yemege oturduk. Makarna yetmediginden asla degil, cok lezzetli oldugundan kapis kapis gitti, guzel yemek yapmanin da boyle bi sakincasi var iste!!!!!
Bir tabak makarna ayirdik Pinar icin, uzerine 5 yetiskin 3 velet gozu dikilmis.. Dualar ediyoruz Pinar insallah ac gelir diye, bu kadar makarnayi Pinar nassi yiicek, birazcik alsak malsak derken Pinar geldi ve de AÇ geldi ve hepsini de yedi!!!
Neyse sonra pastayla doyurduk karnimizi!
Pinar Burcak'in sergisinde bi arkadasinda gordugum ve cok begendigim kupelerden almis bana. Pinar gelmeden yemek takimi yedek parcalarini gorunce ne kadar mutlu oldugumu unutup o dakika sattim alayini, dedim ki su kupelere bakin, ne kadar guzeller.. Almissiniz 3 tane porselen, nck nck.. Pelin Kanadaca kufur savurarak ustume yurumeye kalkti ama "Bugun benim dogum gunum, populer olan benim!" diye bagirinca ben vazgecti!
Seneye dogum gunumde kesinlikle Antalya'da olucaaam!!!!

Memo

Memo
Kusadasi Bakkhos'da 2007 Haziran

Memo

Memo
Kusadasi Bakkhos'da 2007 Haziran

Memo

Memo
Ayvalik'ta 2007 Haziran